Doğal Mucizelerden Tabia



Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, sürdüğümüz her şeyde doğallık arayışı gittikçe artmaya başladı. İlaçların hammaddesinin bitkilerden geldiğini düşünürsek; bitkilerin en doğal ve kullanılabilir halinden yağları sayesinde faydalanabileceğimiz gerçeği ortaya çıkıyor.
Bu nedenle uzun süredir aktar ve eczane alışverişlerim tam bir şenlik havasında geçiyor. Özellikle yağlarda dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar var. Bu nedenle bazı aromaterapik yağları sevdiğimden daha önce bahsetmiştim.
Tabia da daha önce dikkatimi çeken bir markaydı. Yaklaşık 3 sene önce nar özlü kapsülü almıştım. Kokusundan dolayı fazla kullanamamıştım ama faydasını da göz ardı edemediğimden, kokuya dayanabildiğim kadar yutmaya devam ettim.

Şimdi bana denemem için kayısı yağı ve kantaron yağı göndermişler. Birkaç günlük deneyimlerimi ve faydalarını sizinle paylaşmak istiyorum. Tabia, bitki ve meyve çekirdeklerinden üretilen doğal besin takviyesi ve kozmetik ürünlerini Süperkritik Karbondioksit Ekstraksiyonu Yöntemi (SC-CO2) ile kapsül yağ ve damla formunda sunuyor. Bu yöntem, özellikle gıdada kullanılan, organik maddelerde uçucu olan, toksik içermeyen bir yöntemdir. Atmosferik gazların basınç altında işlenmesi ile yağ değerleri korunmuş olur. Bitkisel yağlarda etanol ve aseton açığa çıkar ve aromada kayıp olmaz. Böylece sağlığa zararlı maddeleri de içinde barındıramaz Mesela Avustralya’da 20.000 ton şerbetçi otu bu yöntemle işlenmektedir.
 Tabia’nın ürünlerini çok doğal bulduğumu özellikle belirtmek isterim. Kötü kokuları onların ne kadar sahici olduğunu bana hissettiriyor. Zaten etkisini yaşayınca anlayabiliyorsunuz. Kullandığım kayısı çekirdeği yağı ve kantaron yağı, çok akışkan olmayan ama ince yağlar. Böylece cilde hızla nüfus ediyor. Çok yağlandırmıyor ama nemliliği hissettiriyor. Saf olduğunu şuradan da anlayabilirsiniz. Sürdükten sonra cikletimsi yapışkanlık bırakmıyor. İçeriğinde Ayçiçek yağı olan yağlar genelde yapışkan bir his bırakır. Şişelerin ağzındaki damlalık bana çok kullanışlı gelmediğinden ilk iş onları çıkarıp attım. Aksi halde bir damla yağ için defalarca sallamam gerekecekti.
Kayısı çekirdeği yağının faydaları saymakla bitmez. İçinde yer alan iyi asitler sayesinde; hücre duvarı yapısının oluşturulması, akne, sivilce, ciltte kuruluk, saç dökülmesi, kırışıklık gibi fiziksel faydalarının yanı sıra kimyasal etkileri de yüksektir. Şeker, bronşit, astım, kabızlık, sedef ve bağırsak parazitlerinin iyileştirilme sürecinde de etkilidir. Gece ve gündüz yüzünüzde kullanabilirsiniz. Ancak yoğunluğundan dolayı hafta bir, akşam yatarken pamuk yardımıyla, dairesel hareketlerle sürmenizi ve sabaha kadar cildinizde kalmasını öneririm. Kırışıklıklarınızın açıldığını görebileceksiniz.
Kullanım şekli olarak direk sürmek istemeyenler benim gibi yapabilirler. Özellikle yazın kullandığım vücut kremlerimin içine kayısı ve kantaron yağını eklerim. Bronzlaşınca hafif simli kremler kullanmayı sevdiğimden, Body Shop Shimmer kremlerime yarı yarıya her ikisinden de eklerim. Güzel kokması için de biraz papaya damlatırım. Böylece günlük kullanımda faydalarını tenimde hissetmiş olurum. Yarısını boşalttığım krem kutuma yarıdan biraz fazla kayısı yağı, onun da yarısından az kantaron yağı eklerim. Geri kalanına da papaya ekleyerek mis kokulu, faydalı kremimi elde etmiş olurum. Kayısı çekirdeği yağı;  mineraller, potasyum ve karoten açısından zengin,  omega yağ asitleri bileşimi ile cildin nem dengesini sağlayan bir yağdır. Genelde bronzlaştırıcıların içinde de bulunur. A vitamini bulunan kayısı çekirdeği yağı ile güneş ışınları yüzünden kuruyan cildinize bakım yapmış olur, yaşlanmayı geciktirir. Kantaron yağı ise özellikle hücre yenileyici olduğundan, güneş sonrası kızarıklık ve yangıları giderir, akneye iyi gelir. Kokusu çok hoş olmadığından direk sürmeyebilirsiniz ama direk sürdüğünüzde güneşte kalmamaya dikkat edin.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder