İşte asıl mesele de bu, saçlar her haliyle bizi yansıtırken
onların bakımı konusunda cildimiz kadar hassas olamıyoruz. Saçlarımıza da yaz
ve kış için ayrı bakımlar yapılması gerektiğini, tıpkı tenimiz gibi saçlarımızı
da UV ışınlarından korumamız gerektiğini, onların da bir bebeklik – gençlik –
yaşlılık dönemi olduğunu unutmamak gerekir.
Saçlarımızda diğer tüm organlarımız gibi yaşlanır. Onların
da ilk günkü gibi canlı, parlak ve gür olması için bakımını ihmal etmemeliyiz.
Yaza girerken yapılan zayıflama ve fit görünme hazırlıkları,
ardından lekelenmeden güneşlenme, sonrasında da güneşin verdiği hasarları
onarmak için yaptığımız rutin bakımlara, saçlarımız da eklemeyi genelde
unutuyoruz.
Saç bakımında en önemli konu saçın derinlemesine nemlenerek,
beslenmesidir. Yaşayan canlı bir organizma olan tırnaklar ve saçlar için ağız
yoluyla alınan keratin takviyeleri de büyük önem taşır. Şampuandan taramaya,
kurutmaya, boyamaya kadar her bir uygulama saç sağlığı için çok önemlidir.
Saç bakımında bilmeniz gerekenler;
Öncelikle saçlarınıza uygun bir şampuan seçmelisiniz.
Saçlarınız çok kuru ise; daha yumuşak içerikleri nedeniyle sedefli şampuanları
tercih edebilirsiniz. Eğer uygun bir saç bakım kremini uçlara uygularsanız,
kuruluktan dolayı oluşan kırılma ve dökülmeleri de engellemiş olursunuz. Şeffaf
ya da mat yapılı şampuanlar genellikle yağlı saçlar için uygundur. İçeriği kuru
olduğu için saçlarınızı yağdan arındırmanız kolay olacaktır. Tabi bir de
şampuanı direk saçınıza dökmemelisiniz. Elinize aldığınız şampuanı çok az
sulandırarak, uçlardan diplere doğru nazik hareketlerle yaymalı ve saç
diplerinize dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirmelisiniz. Şampuan
kalıntıları saçlarınızı mat göstereceğinden, çok iyi durulamalısınız. Saçınızı
sık taramak da, saçların kırılmasına neden olur, bu nedenle ihtiyaç olduğunda
taramanız gerekir. Eğer dolaşmışsa; zorlamadan, nemlendirici bir yağ veya sprey
ile yumuşatmanızı öneririm. Çok sıkı toplamak, jöle veya sprey ile yatmak ve
sonrasında taramak, saçın kapalı kalması da saçınızın yıpranmasına sebep
olabilir.
Saç bakımında ekonomik ve işe yarayan yöntemlerden bir
tanesi, bakım yağlarıdır. Saçlarımız da tıpkı cildimiz gibi su kaybeder. Bu su
kaybını önlemek için kullandığımız bakım yağları, nemin içerde kalmasına
yardımcı olur. Tek başına bir yağ kullanabileceğiniz gibi, özel karışım saç
bakım yağlarından da faydalanabilirsiniz. Burada da yine dikkat edilecek konu,
saçınıza uygun bir bakım yağını, doğru miktarda ve doğru aralıklarla kullanmak
olacaktır.
Badem yağı, özellikle kalın telli saçları yumuşatırken, A, B
ve E vitaminleri ile de saçları besler.
Jojoba yağı, güçlü saçlar çıkmasını sağlarken, saçın
uzamasına ve gürleşmesine yardımcı olur.
Menekşe Yağı, kuru saçları nemlendirerek daha canlı ve
parlak olmasını sağlar.
Zeytin yağı, kalın telli saça elastikiyet ve parlaklık
verir. İnce telli saçlarda kullanılması çok önerilmez.
Hindistan cevizi yağı, güçlü bir saç yapısı oluşmasını
sağlarken, kırılmaları önler.
Avokado yağı, nemlendirir ve güç kazandırır.
Biberiye yağı, saç
derisine nüfuz ettiğinden, kaşıntı ve kuruluğa iyi gelir.
Fındık yağı, kepek oluşumuna en güzel çaredir.
Argan yağı, saçları nemlendirirken daha parlak ve canlı
görünmesini sağlar, elektriklenmeyi önler. Son yıllarda revaçta olmasının en
büyük sebebi, saf argan yağında bulunan Omega 3-6-9 yağları, E vitamini gibi
değerli bileşenlerin doğal içeriğinde yer almasından kaynaklanıyor.
Bunların dışında, herhangi bir markanın saç bakım yağını
almayı tercih ettiğinizde içeriğini mutlaka gözden geçirmenizi öneririm.
Mineral ve parafin olan içeriklerden uzak durmanız gerekir.
Bilinenin aksine ıslak saçı taramak onların yıpranmasına
sebep olur. Saçlar ıslakken güçsüzdür. Saçlarınızı hafif bir şekilde, havluyla
suyunu alarak kurutmaya başlamalısınız. Suyunu aldığınız saçınıza uygun bir
bakım yağını bu aşamada sürebilirsiniz. İyice kuruttuktan sonra ise tarayabilir
ve şekillendirebilirsiniz.
Saçınızın özellikle uçları şekil almıyorsa, parlak değilse
ve kolay kırılıyorsa artık yaşamıyor diyebiliriz. Kırıklar ve kuruluktan dolayı
yıpranan saç uçlarını; en azından hava alacak kadar sağlıklı olan yerinden
kestirmeniz gerekecektir. Profesyonel bir Omega 3, amino asit ve protein bakımı
ya da nem maskeleri ile saçınızı biraz kendine getirebilirsiniz. Profesyonel ya
da medikal bir bakım önermemin sebebi, saç diplerine ya da kafa derisine yapılan
masajın etkisinin yüksek olması. Evde kendinizde uygulayabilirsiniz elbette.
Kepek sorunu yaşıyorsanız, bir dermatolog ve beslenme
uzmanına görünmenizi tavsiye ederim. Yedikleriniz de kepek oluşumuna destek
olduğundan, beslenme düzeninize dikkat etmeniz gerekebilir. Kepek saç
diplerinin kuruluğu değildir. Kepek, seboreik dermatit adı verilen kafa derisi
yağlanmasından kaynaklanan bir çeşit mayalı enflamasyondur. (tahriş, iltihap,
enfeksiyon..) Saç derisi kuruması ise,
susuz ve nemsiz kalan saç diplerinin kaşınması ve tahriş olmasıdır. Saç derisi
kuruluğu yumuşak içerikli şampuan ve nemlendiricilerle giderilirken; kepek için
kortizonlu, çinkolu, anti – fungal ilaçlarla doktor kontrolünde tedavi
gerekmektedir. Kepek şampuanları bu anlamda her zaman istenilen sonuçları vermeyecektir.
Genelde kepek için bakır kıllı saç fırçaları kullanılır ki, bunu aslında
hepimiz kullanmalıyız.
Saç boyalarına gelirsek, bitkisel saç boyası diğerlerine
göre daha doğal değildir. Sadece geçicidir. Peroksit saç için zararlı değildir
ancak, amonyak son derece zararlıdır. Saçınızı boyatırken, özellikle renk
değişimlerinde ve açık renk boyalarda işlemi hızlandırmak için kullanılan
amonyak miktarına dikkat etmenizi öneririm. Saç boyanızın daha uzun süre
dayanması için boyama öncesi ve sonrası nem maskeleri veya nem veren yağları
kullanmanız, boyanın daha uzun süre dayanmasına yardımcı olur. Yıpranmış
saçların koyu renk boyanması da, amonyağa maruz kalmamasından dolayı
önerilmektedir. Sık saç boyatmak saçlarınızı dökmez ama kuruyup kırılmasına
sebep olabilir. Boya yaptırdığınız gün kesim dışında başka bir işlem
yaptırmamalısınız. Saçların yorulmaması için en az 72 saat geçmesi gerekir.
Ya da saç rengi değişikliğinde, tek seferde yapılan işlemler
saçı yıpratıp yorar. Saç rengi açılacaksa, 3 tondan fazla bir açıklık için
acele etmeyin ve koyu renk saçınızı ilk gün sadece 3 tona kadar açtırın. Mevcut saç renginizin doğal mı, boya mı
olduğu ve saçınızın yapısına göre ikinci işlem için mutlaka kuaförünüze
danışın.
Saç dökülmesi kabusu yaşıyorsanız öncelikle sebebini ve
geçici mi yoksa kalıcı mı olduğunuz bilmeniz gerekiyor. Kalıcı saç dökülmesi
genellikle genetiktir ve 20 li yaşlarda kendini göstermeye başlar. Kalıcı, metabolik
bir hastalık veya hamilelik gibi sebeplerden dolayı yaşanan dökülmeler için
mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz. İlaç tedavisi, medikal tedaviler ve destek
ürünleri ile saç dökülmelerinin önüne geçilebiliyor. Destek ürünleri genelde
eczane, kuaför ve aktarda satılan ürünlerden oluşuyor. Saç dökülmesine karşı
bilinen en eski yöntem, şampuanın içine birkaç damla çam terebentini yağı
damlatmaktır. Benim sıklıkla uyguladığım bu basit yöntemde, şampuanı yüzünüze
çok bulaştırmadan uygulamanız büyük önem taşıyor. Aksi halde yüzünüzde tüylenme
başlayabilir. Medikal tedaviler uzun sürer ve genelde etkili olur. Saç
mezoterapisi ve lazer tedavisi saç köklerini uyardığı için ortalama 4-6 ay
sürebilir.
Saçların da yaşlandığını belirtmiştim. Saç kökleri kolajenle
çevrilidir. Bu kolajen yapı, saçın beslenmesini sağlar. Yaş ilerledikçe
vücudumuzdaki kolajen seviyesi azaldığından, saç kökleri de yeterince
beslenemez. Bu nedenle, güçsüz, mat hatta hassas ve dökülmelere elverişli bir
hal alır. Hayatı boyunca hep yağlı
saçlarından şikayet edenler, genelde yaşlanınca saçlarının kuruduğunu görürler
ya da kalın telli bir saç, ince telli bir yapıya sahip olur. Bu, kolajen ve
keratin eksilmesi nedeniyle saç
yapısının değişmesinden kaynaklanmaktadır. Östrojen seviyesinin azalması da saç
yapısındaki değişiklikte oldukça büyük bir rol oynar.
Saç yaşlanmasının en büyük belirtilerinden biri de, saçların
beyazlamasıdır. Stres, üzüntü ve hastalık olmadığı sürece normal şartlarda bir
kadının saçı 30’lu yaşlarında teke tek beyazlamaya başlar. Saç köklerindeki
hidrojen peroksit üretimi, saça renk
veren melanin pigmentini bloke eder. Melanin üretemeyen saç beyazlamaya başlar.
Bazı besin takviyelerinin saç beyazlamasını geciktirmede işe yaradığını
duyuyoruz. Bunlarda genelde melanin, katalaz ve tirozinaz enzimlerinin
artmasına destek olan içeriklere sahiptir.
Yaş aldıkça saç bakımının ne kadar önemli olduğunu, tıpkı
cildimiz, bedenimiz gibi onların da bakıma ihtiyacı olduğunu anlıyoruz. Geç
kalmadan, genç kalma çalışmalarına saçlarınız da eklemeyi unutmayın.
Hatta hemen şimdi saçınıza yapacağınız bakımlar için bir
adım atabilirsiniz. Akşam yatarken, yumuşak saten bir yastık kılıfı ile uyumaya
başlayın. Saten gibi kaygan yastık yüzleri saçınızın yastıkta kaymasını
sağladığından kırılma ve kopmaları önleyecektir.
Güzel kalın
Güzel kalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder