Yaz tatili öncesi şöyle güzel bir cilt bakımı yaptırmak istedim. Sürekli yaptırdığım yere gitmek yerine; farklı bir yerde, farklı bir deneyim yaşamak istiyordum. Adını şu ara çok sık duyduğum ve internette sürekli karşıma çıkan Esstanbul Güzellik Merkezi’nin web sitesine baktığımda ” Hydrafacial” adında yüzyılın teknolojisi diye nitelendirilen bir yöntemi okudum. Dikkatimi çekti, hemen aradım. Ama 10 gün sonraya randevu alabildim. Demek ki ben bayağı geç kalmışım bu yöntemi deneyimlemek için. Dünyada tek FDA onaylı cilt bakım cihazı, Avrupa ve Amerika’da 1996 yılından beri her sene “cilt yenilemede en iyi cihaz” ödülü alıyormuş. Bu da demek oluyor ki; daha iyisi hala çıkmamış :)
10 günün sonunda Bağdat
Caddesi’ndeki Esstanbul’a girdiğimde güzellik merkezinden çok klinik havasında
bir yerle karşılaştım. Çok minnoş bir ekip ve bir o kadar minnoş yöneticileri karşıladı
beni :) Bakım odasına girdiğimde, klinik
yöneticilerinden Biyolog / Kozmetolog Pervin Bulgak, farklı aletlerle cildime
bakıp, ne tarz bir bakıma ihtiyacım olduğuna karar verdi. Hydrafacial diye
gitmiştim ama cildimin hassasiyetine göre başka bakımlar da yapıldığını
söyledi. Neyse ki Hydrafacial için cildimi uygun buldu.
Yumuşacık elli, kızıl
saçlı, tatlı bir uzman, ucunda mavi süpürge
başı gibi bir şey olan aleti eline alarak,
hem yaptığı işlem hakkında bilgi verdi, hem de yumuşak yumuşak cildime
bakım yaptı. Yaklaşık 40 dakika kadar
sürdü. İşlem bittiğinde, cildimi taze
hissetmemin dışında tam olarak verdiği hissi şöyle tarif edebilirim. Sanki
yüzümün üst tabakası çıkmış, hücrelerime temiz hava üfleniyor. O kadar
kadifemsi ki, ellemeye kıyamıyorum.
Cildimde çok geniş alana
yayılmış lekeler olduğu için, bakım sonrası lekelerim daha da belirginleşti.
Buna rağmen yaklaşık 5 gün boyunca
cildimin parladığını, etrafımdan sıkça duydum.
Ortalama 4 seans sonunda lekelerimde hafifleme olacağını belirttiler.
Benim lekelerim çok derin olduğu için geçmesini beklemiyorum zaten.
Bakım sonrası bana
verdikleri bilgi; “1 gün boyunca yıkamayın ve güneşe çıkmayın. 2 gün içinde yanakların alt tarafında kuruma
olabilir, endişe etmeyin” oldu.
Bu arada Hydrafacial
bakımının yapıldığı kendi özel ürünleri var. Etkisini uzatmak için, kullanıcı
ürünleri de mevcut. Cildime uygun olan Hydrafacial MD Antiox – 6 ve UV Smart
Daily Sunscreen SPF 40 güneş koruyucu
aldım.
Hydrafacial MD Antiox -6;
Hyaluronic asit içeren, su bazlı antioxidan bir serum. 2013 yılında Fransız LNE
& Spa tarafından en iyi ürün seçilmiş. Jel yapısı ve kilitli pompası ile son derece
pratik bir kullanım sağlıyor. Ürün hava almadığı için uzun süre bozulmadan
kalabiliyor. Sabah – akşam kullanıma
uygun, ama ben sadece akşamları sürüyorum. Sanırım bana 4-5 ay yetecek. Tek doz
ile tüm cildime kolayca yayılıp, emilebiliyor. Cildin alt tabakasına işlediği için cilt
yüzeyinde nemli bir his bırakmıyor. Hatta ilk iki sürüşümde cildimi kuruttuğunu
bile düşündüm. Ama 3. gün sabahı itibariyle, aslında derin bir nemlendirme
sağladığını gördüm. Su bazlı olması
nedeniyle yağlandırmadan, derin nemlendirme yaptığını gün geçtikçe daha fazla
anladım.
UV Smart Daily Sunscreen
SPF 40 ise, anlaşılacağı üzere bir güneş koruyucu. Genelde güneş koruyucu
kullanmayı sevmem. Yapışkanlık hissi yaratır ve tuhaf bir koku verir. Ancak bu bambaşka. Sabahları sürüyorum, normal bir nemlendirici
gibi üzerine makyajımı yapabiliyorum. Sanki hiç sürmemişim gibi. Tek doz ile
tüm cildime kolayca yayılıyor.
Hydrafacial cilt bakımı,
ilk seferde etkisini gösteren ve sizi mutlu edebilen bir bakım. 4 seans sonunda gerçekten yenilenen bir cilde
sahip olabiliyorsunuz. Diğer bakımlara
göre biraz pahalı ama cildine yatırım yapmayı ilke edinmişlerin vazgeçemeyeceği
bir sistem.
Zaten ünlü starlar da
vazgeçemiyormuş. HD yani yüksek çözünürlük bir sistem olduğu için; yara, akne
ve leke tedavilerinde muhteşem sonuçlar veriyormuş.
Temizleme, soyma,
yenileme, nemlendirme, antioksidan koruma gibi işlemleri kapsayan Hydra
Dermabrazyon yöntemi ile sadece yüz değil sırt ve dekolte bakımı da çok rağbet
görüyormuş. Bütün bu bilgileri alırken,
kahve eşliğinde balkonda sohbet ettik. Sonra merkezi gezdim ve ve gördüm ki, gerçekten tam bir
gençleşme, yenilenme, zayıflama kliniği. Hemen hemen tüm cihazlar son teknoloji
ve dünyaca bilinen cihazlar. Zayıflama ve incelme teknolojilerini görünce, bir
yazı daha selülitle geçirmeye değmeyeceğine karar verdim. Hemen Zerona cihazına
randevu aldım. J Genelde mucizevi sonuçlar aldıklarını söylediler ama beklentiyi düşük
tutmak için en minimum sonuçlar garanti ediliyor. Zaten kliniğin sahibi,
alanında en iyilerden biri olduğunu bildiğimiz Estetik ve Plastik Cerrah
Dr.Osman Şenel. Kendisinin bu konularda ne kadar titiz olduğunu duymuştum.
İnanmadığı hiçbir sistemi uygulatmıyor ve dolaylı yoldan kliniğe gelen herkesle
ilgileniyormuş. Zaten, yaklaşık on
yıldır hizmet veren ve 40 dakikalık bir bakım için 10 gün sonraya randevu veren
bir kliniğin bu başarısı tesadüf olamaz.
Anlayacağınız üzere,
kliniği çok sevdim. Israrla klinik diyorum ama gittiğinizde anlattığım hiçbir
şeyin abartı olmadığını, klinik havasında olduğunu gözlerinizle göreceksiniz.
Daha detaylı bilgi almak,
ücretsiz muayene olmak ya da gidip hoş bir sohbetle bilgilenmek isterseniz; Esstanbul
Güzellik Merkezi’ne uğramanızı tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder